KOYUN VE KEÇİLERDE ÇELERME -ENTEROTOKSEMİHalk
arasında, çeşitli bölgelerde çelerme hastalığı da denilir.Hastalık
sürüde her yaştaki koyun ve kuzularda, keçi ve oğlaklarda görülür.
Sürüde hastalık hiçbir belirti göstermeden ani ölümlerle kendini
gösterir . Hastalık besi durumu iyi olan koyunlarda ve keçilerde daha
sık görülür.
Bu
hastalık barsaklarda normalde bulunan bakterilerin çoğalarak toksin
salgılamasından ileri gelir. Bakteriler meralarda ve hayvanların
sindirim sisteminde daima bulunur. Hastalığın meydana gelmesinde mevsim
ve gıda değişiklikleri kesif tane yemle beslenmeler büyük rol oynar.
Kuru yemden meraya veya meradan kuru yeme geçişler hastalığın çıkması
için başlıca nedenlerdir.
Hasta
olan hayvanlar herhangi bir belirti göstermeksizin ani olarak ölürler.
Genel olarak yetiştiriciler, hayvanlarını ağılda ölü olarak bulurlar.
Besi durumu iyi, akşam sağlam olan hayvanlar, sabahleyin ölü olarak
bulunurlar. Hastalık belirtilerini görmek nadiren mümkündür. Bu
belirtiler hayvanda genel bir halsizlik ve dengesizlik, güçlükle
yerinden kalkma, yerde bir tarafı üzerinde yatma ve sinirsel belirtiler
gösterir. Yem yemeyi bırakır, dişlerini gıcırdatır, etrafında döner,
bazen de ishal görülebilir. Kuzuların fazla miktarda süt emmeleri, yem
yeme devrelerine geçiş dönemlerinde hastalık ani ölümlerde kendisini
gösterir. Yoğun şekilde hububat ağırlıklı kesif yemle beslenen sürülerde
de hastalık görülür. Sürüdeki mevcut hayvanlar meraya çıkmadan önce
mutlaka aşılatılması gerekmekte.
Ölen
hayvanlara otopsi yapıldığında bağırsakların gazla ve işkembenin yemle
dolu olması, karın boşluğunda bol bir sıvının bulunması, kalpte
kanamalar, kalp kesesinde berrak ve hava temasında pıhtılaşan bir
sıvının bulunması, böbreklerin şiş ve yumuşak bir kıvamda, genel bir
bağırsak yangısının görülmesi hastalığı hatırlatan en önemli
bulgulardır.
Hastalığın
kısa sürmesi, ölümlerin ani oluşu, mevsim ve yem değişiklikleri, ani
mera değişikliğindeki görülen ölümler bu hastalıktan şüphelendirir.
Hastalığın kesin tanımı için ince bağırsaklar içeriği ile ayrı bir kapta
karaciğer ve böbrek taze olarak laboratuara gönderilmelidir.
Hastalığın
pratikte etkili bir tedavi şekli yoktur. Hastalığın görüldüğü yerlerde
vakit kaybetmeksizin koruyucu aşılarla sürünün tamamı aşılanmalı, takip
eden yıllarda da aşılamaların mutlaka yaptırılması gerekmektedir.
TEDAVİ VE KORUMAHastalık çok hızlı seyrettiğinden, tedavi imkanı
yoktur. Ani yem değişikliği yapmak, hayvanların önlerinde daima kaba yem
bulundurmak, hasadı yapılmış ekin tarlalarında (anızda) otlatmamak gibi
beslenme konusunda önlemler alınabilir.
En garantili yöntem, hastalık mevsiminden 1-1,5 ay önce ilkbahar ve
sonbaharda hayvanların aşılanmasıdır. Kuzular ilk yıl iki defa
aşılanırsa, sonraki yıllarda tek aşılama yeterli olabilir.
Hayvanların yetiştirilme yönlerine göre çeşitli aşılama proğramları
hazırlanabilir. Ülkemizde uygulanan aşılama şekli sütten kesilmiş kuzu,
toklu ve koyunlara uygulanan aşılama proğramıdır. Koyun ve keçilere ilk
aşılamadan 6 ay sonra yapılacak ikinci bir aşılama, doğacak olan
kuzulara kolostral antitoksin sağlaması açısından çok önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder